Hikayeleri vardı ama anlatamazdı
İnsanlarca gözyaşı döksen nafile, zaman gibi geçip gitti
Özlem diyarlarına çadır kurdum, tepeler gül kırmızı
Kırlarında yürüdüğüm hatıralarında çocukluk korkularım,
Tanrıça Asteria’nın kokusu yayılırken etrafa, doğuyorum
Sarı saçlı kadının uyandırdığı sabahın ilk ışıklarıyla aynı tarafa,
Beyaz tenli, siyahlara bürünmüş gülümsemeye hapsoluyorum,
Belirsiz portrelerde ortaya çıkmış unutulma hastalığı,
Kaybettiğimiz her erdem, aşkın ayak sesleri,
Hatırlamadığımız kitaplarda yazan yemek tariflerinde geçen
şifalı bitkiler reçetesi,
Açıklanmadan anlaşılmayı bekleyen savaş sözcükleri,
Aynı nehirde iki defa yıkanmış temiz çarşafları andırırken
Ben yüzme bilmiyorum
Yavuz BELENDİR
Yorumlar
Yorum Gönder