Ana içeriğe atla

Heraklitos Çeşmesi


Hikayeleri vardı ama anlatamazdı

İnsanlarca gözyaşı döksen nafile, zaman gibi geçip gitti

Özlem diyarlarına çadır kurdum, tepeler gül kırmızı

Kırlarında yürüdüğüm hatıralarında çocukluk korkularım,

Tanrıça Asteria’nın kokusu yayılırken etrafa, doğuyorum

Sarı saçlı kadının uyandırdığı sabahın ilk ışıklarıyla aynı tarafa,

Beyaz tenli, siyahlara bürünmüş gülümsemeye hapsoluyorum,


Belirsiz portrelerde ortaya çıkmış unutulma hastalığı, 

Kaybettiğimiz her erdem, aşkın ayak sesleri,

Hatırlamadığımız kitaplarda yazan yemek tariflerinde geçen

şifalı bitkiler reçetesi,

Açıklanmadan anlaşılmayı bekleyen savaş sözcükleri,

Aynı nehirde iki defa yıkanmış temiz çarşafları andırırken

Ben yüzme bilmiyorum

                                                                                                                                      Yavuz BELENDİR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ölmeye Dair

Yaşanılan olmayacak mıyız en nihayetinde? Kısacık bir anı hapsedercesine, Kaydederken aklımızın bir köşesine; Karanlıklara karıştığında sevdalarımız, Adımızı hatırlayan son insan öldüğünde Hiç olmayacak mıyız, tozlara karışmışken; Çelişkiler yumağına dönmüşken, Tadı damağımızda kalmış aşkları Birer birer geride bırakırken; Veda edemediğimiz soğuk elleri Huzura hasretle teslim ederken, Muştulu haberleri beklemeyecek miyiz? Doğumunu hatırladığımız güneşin, Sevdiğimiz batışını hafızamıza kazırken gelen Hüzünlü mırıltıların doğurduğu gelecek hayalini Gömerken kasvetli hayatlara; İnanmak istemezken kapımızı çalacak, çalması gereken: Sahi, yaşanılacak olmadık mı, en nihayetinde?                                                                                 ...

Yalınsızı

İnanıyordum ki, bir insanı gözlerimle öldürebilirim Susmayı kelimelere tercih ettiğim zamanlarda Sesime hangi duayı yakıştırabilirim Durdurulamaz çığılar başlatmışken çığlıklarımla Tanrıyla arama bir kedi daha sokabilirim Nafile yardımlar, yaşamakla verdiğim savaşımda Varlığımı hangi felsefeye dayandırabilirim Beşir Fuat'ı anmadığım anlarda Ve nasıl sona ulaşabilirim Böylesine asi bir çocuk edasıyla Çıktığım sınav kağıdına karaladığım satırlarda yasını tutuyorum kalemimin İnandıramadım samimiyetine kalbimin Vah! Ki ne vah... Didar ÇAVDARCI