3.Gün Bir gün yirmi dört saattir. Bunu kimin söylediğini bilmemekle beraber, herkesin bu bilgiyi kabul ettiğine eminim. Yirmi dört saat, insan olana yetmez. İnsan düşünen, yürüyen ve ölen bir varlıktır. Ben bir insanım, her gün düzenli olarak düşünürüm, bu bana acı verse de insan olmanın kurallarını yerine getirmek zorunda olduğumun bilincindeyim. Ayrıca yürürüm. Ne kadar zorlandığımı kimseye anlatamam. İnsan olmanın kurallarının değişmesi adına başvuracak bir yer bulamadığım için de yürümekten vazgeçemiyorum. Ölüme gelecek olursak orada işlerin biraz karıştığını söylemek zorundayım. İnsanlığın kurallarını koyarken anlaşılmaz bir maddeye ihtiyaç duyanlar ölüme sığınmış olmalı. Çünkü insan olmanın gerekliliği olan ölüm, aynı zamanda insan olmamanın da bir gerekliliğidir. Zaten ölümü anlamlandırabilmek için yine düşünmeye başvurmak gerekir bu sebeple lafı uzatmaya gerek yok; benim dışımda tanıdığım hiç kimse insan değil. Örnek verecek olursam Anahtarcı’dan başlayabilirim: Anahtar...